Başarısız sezonun ardından kadroda yeniden yapılanmaya giden Fenerbahçe’nin işi hiç de kolay değil.
Yeni oyuncular transfer ederek oluşturacağı takımla şampiyonluğa oynayan, taraftarın gönlünü hoş etmeyi amaçlayan Ali Koç ve yönetimi bunu gerçekleştirirken UEFA’nın kriterlerinden ötürü oldukça zorlanacak.
Yıllardır Türk takımlarının başında “demoklesin kılıcı” gibi sallanan UEFA’nın Finansal Fair Play( FFP) kuralları, transfer döneminde diğer takımlar gibi kuşkusuz Fenerbahçe’nin de elini, kolunu bağlayacak. Trabzonspor da Fenerbahçe gibi UEFA’nın mali gözetimi altında. Hiç kuşku yok ki, diğer Türk takımları transfer hovardalığına, aşırı harcamaya son vermezse ileri ki yıllarda çanlar onlar için de çalacak.
UEFA, bütçesi açık veren, devasa borcu olan kulüplere “sattığın kadar, transfer yap” diyerek uyarıyor. Eğer uyarılar dikkate alınmazsa bu konumdaki takımlar, Şampiyonlar veya Avrupa Ligi’nden belirli süre men ediliyor. Bir takımın Şampiyonlar Ligi’nden yasaklanması büyük gelir kaynağından yoksun kalması demek.
Tüm oyuncuların en büyük amacı Şampiyonlar Ligi’nde boy göstererek, piyasa oluşturmak. Yani, Şampiyonlar Ligi, hem takımlar hem oyuncular için iyi bir gelir kapısı olduğu kadar iyi bir sahne de.
Büyük bir borç devralan Ali Koç, UEFA’nın olası yaptırımlarına karşın çözüm üzerine çözüm üretiyor, borçları UEFA’nın istediği düzeye indirmek için adeta çırpınıyor. Zaten cebinden kulübe hatırı sayılır miktarda parasal yardımda bulundu. Ne var ki, 600 milyon euroyu aşan borcu karşılaması olası olmadığı gibi UEFA’nın da bunu kabul etmesi olanaksız.
2016 yılında UEFA ile yapılan anlaşma gereği, sezonu en fazla 10 milyon euro zararla kapatması gereken kulüp 65 milyon euro açık verdi.
Açığı kapatma ve ekonomik sorunlardan sıyrılma amacıyla taraftarın ilk başlarda yoğun ilgi gösterdiği “FENER OL” kampanyası başlatıldı. Her taraftarın gücü oranında katkıda bulunduğu kampanyada 35 milyon euro gibi önemli sayılacak para toplandı. Ne var ki, geriye yine 30 milyon euro açık kaldı.
Başta ilgi ile karşılanan “FENER OL” kampanyası şu anda bir ölçüde yavaşlamış gibi. Yeniden canlandırmak için televizyonlarda Ali Koç ve Fenerbahçeli ünlülerin katılımı ile programlar yapılıyor. Amaç, 30 milyon euro açığı kapatmak, ciddi katılım sağlamak. Sanırım bu tür programlar bayram sonrası yoğunlaşacak.
Bu arada bazı kulüp başkanlarının kampanyayı “dilencilik” olarak nitelendirmesi çok ayıp. İleri ki yıllarda aynı sorunlarla boğuşmaları kuvvetle muhtemel. Çünkü gidişat bunu gösteriyor. Ayaklarını yorganlarına göre uzatamıyorlar. Eğer buna benzer kampanyalar düzenlerlerse kimse şaşırmasın. “Bugün bana, yarın sana” diye çok güzel bir söz var.
UEFA Yargı Komisyonu’nun vereceği karar, Fenerbahçe camiası tarafından merakla bekleniyor. Avrupa kupalarından men gelmeyecek. Ama ciddi mali kısıtlamalar gündemde.
Fenerbahçe yönetimi, UEFA’nın kıskacından kurtulmak için yine taraftarına, yani “FENER OL” kampanyasına güveniyor. Onlar zaten her türlü özveriyi gösteriyor takımları için. Kombineler, formalar, lisanslı ürünler satın alarak takımına oldukça katkı sağlıyor. Ancak özverileri yanlış transferlerden ötürü yıllardır karşılık bulmuyor. Yine de forma aşkına kendilerinden istenileni güçleri yettiği kadar yerine getirmeye çalışıyor.
Elbette 2014-2015 sezonundan bu yana şampiyonluk coşkusu yaşayamayan taraftarın gönlü kırık hem de hayli buruk. Yeni sezona şampiyonluğa oynayan güçlü bir takımla başlamak istiyorlar. Eh, haksız da değiller.
Bir yanda UEFA’nın mali yaptırımları diğer yanda taraftarın beklentisi. Doğrusu, Ali Koç ve arkadaşlarının işi oldukça zor. Ama , yine taraftarın desteği ve katkısı ile bu zorluğu aşarak, düzlüğe çıkacaktır Fenerbahçe.
Sahi, Saadettin Saran dışındaki varsıl Fenerbahçeli iş insanları nerede? Ellerini ceplerine atma zamanı şimdi değil mi? Yardım yapıyorlar da kamuoyunun haberi mi yok?
ŞÜKRÜ KARAMAN