Ankaragücü kaybetse, hatta berabere bile kalsa ligden düşeceği maçta Çorum FK’yı 1-0 yendi.
Bu maçla ilgili yazılacak çok şey var ama iki hafta önce bu sezon bir daha maç yazısı yazmayacağım diye söz vermiştim.
Sözümde duracağım.
Maçla ilgili sadece şunu söyleyeceğim: İki çocuk; Görkem ve Miraç, hem maçı kurtardı hem de Ankaragücü’nün ligde kalma şansını sıfırdan yüzde 60’lara çıkardı.
Genel kurul tarihi açıklandı ama o konuya da lig tamamlanana kadar hiç girmeyeceğim.
Sonrasında Faruk Koca’nın, “Arkamdan konuşanların, muhalif görünenlerin, yüz yüze gelince yaptıkları yalakalıklardan ben utanıyorum” dediği iki yüzlüleri bol bol yazacağım.
Aslında bugünkü yazımın başlığı “Korkaklar her gün, cesurlar bir gün ölür” olacaktı.
Çok da değmeyecek kişiler için kelime israfı yapmamak için başlığı ve yazının içeriğini değiştirdim.
Yine de birkaç kelam etmem lazım.
Mustafa Kaplan, Hakan Demirkan’ın bir maçlık Çorum FK görevini de sayarsak, Ankaragücü’nün bu sezonki sekizinci teknik direktörü olarak işbaşı yaptı.
Bu köşeden çok yazdım çizdim, basın toplantılarında hocalara direkt söyledim.
Israrla ruhsuz oyuncuları oynatmayın, bu takımın çok değerli gençleri var, onlara şans verin dedim.
Sadece ben değil, Ankaragücü yazan çizen diğer arkadaşlar da bu konuyu sık sık gündeme getirdi.
Tıpkı sizlerin sosyal medyada attığınız çığlıklar gibi.
Ancak hepsi korktu, ısrarla ruhsuz oyuncuları oynatmaya devam etti.
Manisa FK maçı öncesi kulüpteki kahvaltıda Mesut Bakkal’a neredeyse yalvardık, Alanya, Rize kupa maçlarını izle, bu takımın çok yetenekli gençleri var, onlar o maçlarda Ankaragücü ruhunu sahaya yansıttı, şans ver dedik.
O ise korktu, yine Gaeten Laura’dan, Mert Çetin’den, Halil İbrahim’den, Riad Bajic’ten medet umdu.
Sonra da maç sonu oyuncuları ruhsuzlukla suçlayarak istifa etti.
Diğerlerinin de ondan farkı yoktu, korkaklar gibi her gün, her maç öldüler.
Hakan Demirkan’ı kenara koyarsak diğer 6’sı için yazılacak her kelime gerçekten israf.
Umarım bir daha hiçbirinin yolu Ankaragücü ile kesişmez.
Mustafa Kaplan şu ana kadar işsiz bir teknik direktördü.
Sezona birlikte Viralspor’da program yaparak başladık.
Ben kulüp yönetimiyle kanlı bıçaklı hale gelip hakkımda bildiri yayınlanınca (sonradan internet sitesinden silindi) Mustafa Kaplan’dan zarar görmemesi için programdan çekilmesini istedim.
Sonrasında Viralspor Genel Yayın Yönetmeni Orhan Karadağ’ın da katılımıyla sık sık Atakule’nin karşısındaki Çankaya Lokantası’nda bir araya geldik, Ankaragücü’nü konuştuk.
Sohbetlerimizde ağırlıklı konumuz akademi takımlarındaki yetenekli oyunculardı.
Ankaragücü U19 ve U17 takımlarının maçlarını sürekli takip ederdi.
Stoper Mehmet’i, orta sahada Arda Doğan’ı, on numarada Hasan Nazarov’u, kanat santrafor Ege’yi, santrafor Recep’i, kenar oyuncuları Arda Bayram ve Batuhan Gülsoy’u, sağbek Zahir ve Berat’ı, sol bek Miraç’ı, kaleciler Görkem ve Fatih’i ballandıra ballandıra anlatırdı.
Bir gün Ankaragücü’nde teknik direktör olursa bunların hepsini A takıma alacağını, İrfan Can Kahveci, Altay Bayındır gibi Türk futboluna kazandıracağını söylerdi.
Mustafa Hoca, ne kadar çok istese de Ankaragücü’nde görev yapma ihtimali sıfıra yakındı.
Çünkü Faruk Koca’nın çevresine çöreklenenler, kulüpte kurdukları düzene Mustafa Kaplan’ın çomak sokacağını biliyordu.
Mustafa Kaplan’ın teknik direktör olmaması için ellerinden geleni yaparlardı.
Buna rağmen Mustafa Kaplan nasıl bu göreve getirildi?
Camianın yakından tanıdığı bir iş insanı Mustafa Kaplan ile görüştü, onun projelerini dinledi, ona inandı.
Mustafa Kaplan ile anlaşmayı direkt bu iş insanı yaptı, sonra da Faruk Koca ve İsmail Mert Fırat’ı doğru ismin Mustafa Kaplan olduğuna inandırdı.
Böylece Mustafa Kaplan’a 2019 ruhuyla bir kez daha destan yazma şansı verildi.
Gelelim yenge meselesine.
Mustafa Kaplan kesin hesapçıdır.
Hesabı da sevgili eşi ile birlikte yapar.
İkili baş başa verip hesap yaptılar mı hata payı sıfıra yakındır.
Mustafa Kaplan ve eşinin hesaplamalarına göre TFF 1. Lig’de ligde kalma baraj puanı 46.
İkili averajlarda bazı rakiplere karşı dezavantajlı olunduğundan, riske girmemesi için Ankaragücü’nün kalan iki maçını da kazanması gerekiyor.
Tam 4 yıl 10 gündür üst üste 2 maç dahi kazanamayan Ankaragücü’nün 3’te 3 yapmasından bahsediyoruz.
Herkes Manisa, Urfa, Pendik, Sakarya’nın maçlarını hesaplıyor.
Ben Kaplan çiftinin hesabına güveniyorum, sadece oynayacağımız takımların maçlarına bakıyorum.
Keçiörengücü, Karagümrük’e yenilirse ligi bırakır diyordum.
Nitekim, son 2 haftada genç oyuncularla sahaya çıkacaklarını açıkladılar.
Amed’in haftaya Adanaspor maçı var, yüzde 100 kazanır puanını 57 yapar.
Ankaragücü’nü de yense ligi tamamlayacağı maksimum puan 60’dır.
Bu puanla ilk 4’ü yakalayamaz.
Bolu ligi 61 puanla kapatır, onu da yakalayamaz.
Amed’in Eryaman’a hedefsiz gelebilmesi için İstanbulspor ve Erzurumspor’un da bu haftaki maçlarını kazanması gerekiyor.
Bence kazanırlar, play off’a kalacak takımlar büyük ihtimal bu hafta kesinleşir.
Amed SF de Ankara’ya iddiasız şekilde gelir.
Ankaragücü, iddiasız Amed’den rahatça puanlar alır.
Gerçi iddialı gelse de Ankaragücü taraftarı, futbolculara bile gerek kalmadan Amed’i puansız evine gönderir.
Bazı Ankaragüçlü taraftarlar Keçiörengücü maçının Eryaman’a alınmasını istiyor.
Yüzde bir bile ihtimal vermiyorum, yukarıdaki 4 takım da haklı olarak isyan eder.
Ama yönetim bu sezon bir kez olsun işe yarayabilir, Keçiörengücü’nden Ankaragücü passoligleri ile ilgili kısıtlama getirmemelerini isteyebilir.
Aktepe Stadı 4500 seyirci kapasiteli.
500 Keçiörenli, 4 bin Ankaragüçlü kol kola maç seyreder.
Hadi bakalım Faruk Koca göster gücünü!
METİNER ERDEM