81 milyonluk ülke olarak katılmayı bile beceremediğimiz FIFA Dünya Kupası’nda 4 milyonluk Hırvatistan’ın başarısını nasıl açıklayacağız?
Eski, daha doğrusu dağılan Yugoslavya’da demek ki, doğru bir spor politikası vardı ki, Hırvatistan ve ayrılan diğer devletler günümüzde basketbol, futbol başta olmak üzere bir çok branşta çok başarılılar…
Avrupa ülkeleri göçmen sporculardan oluşan kadrolarıyla başarılı olmaya çalışırken, Hırvatistan Yugoslavya spor ekolünü sürdürerek kendi çocuklarını yetitirdi ve bugünün başarılı sporcularına dönüştürdü.
Çünkü Yugoslavya’da spor üniversiteleri, yerli spor sanayii ve nitelikli spor kulüpleri vardı.
İlkokuldan liseye kadar iyi, üniversitede ise daha iyi bir spor yaşamı vardı.
Bugün de Hırvatistan ve diğer seki Yugoslavya devletlerinde bu ekol güncellenerek sürdürülüyor.
Kendi şampiyonlar haline getirebiliyorlar…
Hayal gücü, geleceği öldürmemek, proje üretmek, tasarlamak, kuşkusuz ki zordur…
Ama gereklidir.
Aman dikkatli olayım, aman dikkatli konuşayım, aman dikkatli yazayım da dışlanmayayım diyen spor adamlarına Hırvatistan spor ekolünde yer yoktur.
Çoğunluğun küresel spor kültürüne uyanlar, nabza göre şerbet verenler Hırvatistan spor hayatında prim alamazlar.
Sporda lafı eveleyip gevelemeden, asla küresel sporun suyuna gitmeden, akıntıya kürek çekenler takdir edilir.
Sporda önemli olan gerçeği arayıp peşinde koşanlardır.
Küresel sporun pençesine düşmüş bir çok ülkede umutsuzluk, çaresizlik sporseverleri ölümcül bir virüs gibi sarıyor.
Sporseverleri başka ilgilenecek bir seçenek olmadığına inandırmak en kötüsüdür ve olimpik spor kültürünü sakatlar.
Hırvatistan’da okul spor eğitiminde öncelik olimpik spor dallarınındır…
İyi bir temel spor eğitimi alan öğrenciler arasından futbol ve basketbolda şampiyonlar bu anlayış içinden çıkmaktadır.
Hırvatistan ile aynı gruptaydık…
Bizden bir puan aldılar bahanesine sarılarak kendimizi avutamayız.
Eski Yugoslavya devletlerinin spor ekollerini nasıl güncelleyip geliştirerek, şampiyonluklara ulaşacak düzeyde sürdürdüklerini ciddi bir şekilde araştırmamız gerekir.
Basketboldan örnek verirsem; herhalde Obradovic Mars’tan gelmedi.
ARTUN TALAY