Ankaragücü, yine bir hakem faciasının yaşandığı maçta en yakın takipçisi Ümraniyespor ile 2-2 berabere kaldı.
Başkent ekibi, bu maçla birlikte Erzurumspor, Bandırmaspor, Manisaspor, Eyüpspor ve Ümraniyespor maçlarından oluşan 5’li zor seriyi 8 puanla tamamlamış oldu.
Başkan Faruk Koca, 5’li seriye başlamadan önce yaptığı açıklamada bu maçlarda 8 puan alınması halinde şampiyonluğun büyük ölçüde kazanılacağını ifade etmişti.
8 puan alındı ama hesap edilmeyen Bandırmaspor’un, Ankaragücü yenilgisi sonrası performansı oldu.
Son 6 maçından 5’ini kazanan Bandırmaspor, Ümraniyespor ile arasındaki puan farkını 2’ye, Ankaragücü ile arasındaki puan farkını ise 5’e indirdi.
Ankaragücü, bundan sonraki 6 maçının 5’ini Ankara’da oynayacak.
Ankara dışındaki tek maç küme düşmesi kesinleşen Balıkesirspor ile.
Ankara’daki deplasman sayılan maçını da son hafta muhtemelen küme düşme ve play off’a kalma iddiası kalmayacak, iddiasız Keçiörengücü ile oynayacak.
Ankaragücü’nü tehdit edecek maçlar Eryaman’da oynayacağı Adanaspor, Altınordu ve Samsunspor maçları olacak.
Sarı Lacivertliler, ilk yarıda bu üç maçı da deplasmanda kaybetmişti.
Ben her birinden teker teker rövanş alınarak, şampiyonluğa ulaşılacağına gönülden inanıyorum.
Handikaplar var mı?
Tabi ki var.
Mesela Adanaspor maçında Owusu ve Erdem olmayacak.
Ankaragücü, Owusu veya Erdem’in oynamadığı maçlarda kazanmakta zorlanıyor.
Owusu ilk yarıda yine Ümraniyespor maçı sonrası 2 maç ceza almış; Ankaragücü bu maçlarda önce Adanaspor’a, ardından da Altınordu’ya yenilmişti.
Samsunspor maçında da Erdem Özgenç, teknik direktör Mustafa Dalcı tarafından sebepsiz yere kadroya alınmamış, bu maçı da Ankaragücü kaybetmişti.
Mustafa Dalcı, kadro tercihlerinde hata yapmaz, hakem faciaları yaşanmazsa Ankaragücü ipi son haftaya kalmadan rahatça göğüsler.
Ankaragücü, Bandırmaspor’u iki maçta da yendiği için ikili averaj Başkent ekibi lehine.
Bu kadar rahat fikstürde Ankaragücü, 5 puan+ ikili averaj farkını çok kolay koruyacaktır.
Bandırmaspor’un, Ankaragücü’nü değil de Ümraniyespor’u geçme şansı var, umarım geçer, Süper Lig’e onlar yükselir.
Neden bu temennide bulunduğuma gelince…
Hani çok sinirlendiğimizde, karşımızdakine “Yeter artık burama kadar geldi” deriz ya…
Artık gerçekten yeter, yeteeeeeer.
Bu İstanbul’un semt takımlarına yapılan hakem kıyakları insanları çıldırtacak noktaya geldi.
Geçen hafta Ankaragücü, Eyüpspor’a ofsayt olan golle yenildi.
Bu hafta Oğuz Gürbulak’ın Sinan Osmanoğlu’nun ayak bileğine yaptığı hareket yüzde bir milyon kırmızı kart.
Dünyanın neresinde olursa olsun, net kırmızıdır bu müdahalenin cezası.
Bırakın kırmızıyı sarı kart bile göstermiyor Ümit Öztürk beyefendisi.
Ama Owusu faul yaptı, Ümraniyespor yedek kulübesi 15 kişi sahanın içine girdi ya, sıradan faule ikinci sarı kart ve hop kırmızı kart.
Oh ne rahat ya!
Vicdanı hiç sızlamadan evine gidecek, gece yatıp uyuyacak değil mi?
Sadece bu pozisyonlar mı?
Murat Uçar’ın ayağına, kafasına atılan tekmeler, Yasin Güreler’e atılan tekme.
Her biri ayrı ayrı kırmızı kart olacak pozisyonların çoğunun kart bile gösterilmeden es geçilmesi.
Ankaragücü, maç biter bitmez hakemle ilgili gerekli açıklamayı yaptı.
Öncelikle tebrik ederim, eskiden 2 gün beklenir, öyle yapılırdı, şimdi futbolcunun teri kurumadan hakkı aranıyor.
Gerçekten bravo.
Ama ben asıl açıklamayı maçtan önce beklerdim, bu hakem ile ilgili.
Beyefendi, Ankaragücü’nün 11 maçını yönetmiş sadece Gençlerbirliği ve Tepecik maçları kazanılmış, 7 maç, çoğunluğunda da bu kişinin berbat yönetimi yüzünden kaybedilmiş.
Ankaragüçlü oyunculara kırmızı kart göstermek beyefendinin hobisi.
Son 5 maçta 5 kırmızı kart çıkmış.
Sivasspor maçında Milos Stanajoviç, Erzurumspor maçında Joseph Paintsill ve Endri Çekici, Malatyaspor maçında Geraldo, Ümraniyespor maçında Owusu.
İstanbul takımlarının (kusuruma bakmayın bu ifadeyi kullanacağım) tetikcisi.
Onlarca maçlarını yönettiği Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe bu maçlarda sadece bir ya da iki yenilgi almış.
Böyle bir hakem maçınıza atanıyorsa, maç sonrasından çok, maçtan önce yapacağınız açıklama önemli.
Taraftar ve meslektaşlarımın yorumlarına bakıyorum da Owusu’yu suçluyorlar.
Hiç suçu yok Owusu’nun.
Pozisyon gereği bir faul yapıyor.
İkinci sarı karttan da olsa kırmızı kart göstereceksen, evet hakem haklı diyeceğin bir pozisyon olmalı.
Ayağa sert bir şekilde basmalı, şiddetli olmasa da kasti tekme ya da faul yapılmalı, umut vaat eden bir atak önlenmeli vs.
Var mı bunlar?
Kesinlikle yok.
Evet hareket faul ama sıradan bir faul.
Beyefendinin nereden kaynaklanıyorsa Ankaragücü düşmanlığı, kolayca gösterdi kırmızıyı.
Ama Sinan’a, Murat’a, Yasin’e yapılan olağanüstü sert hareketlerde nedense bir anda gözüne perde indi.
Bu arada sosyal medyada kaleci Akın, ilk goldeki çıkışından dolayı linç edildi.
Ne yapacaktı Akın, Allahaşkına söylesenize?
Defans uyumuş, arkaya adam kaçırmış, Akın o adamı karşılamayacak mı?
Adamı bıraksa, rahatça kaleye şut çekecek ya da arkadaşına asist yapacak.
Her kaleci Akın’ın yaptığını yapar.
Hata kesinlikle Akın’da değil, öncelikle arkaya adam kaçıran tüm defansta.
Sonrasında Yacine Bammou’nun çok uzaktan ve neredeyse sıfırdan vuruşunda pozisyon alamayan Yusuf Abdioğlu’nda.
Gelelim hocanın yanlış kadro tercihlerine.
Maç başında sosyal medyada da paylaştım.
Hem Zahid’in hem de Aatıf’ın ilk 11’de birlikte sahaya çıkması lüks.
Aatıf santrafor oynatılıyor ama o on numara oynamaya alıştığından sırtı kaleye dönük oynayamıyor.
Geriden gelip oyun kurmak istiyor.
Yani Zahid’in işini yapıyor.
Zahid de daha geriye gitmek zorunda kalıyor, o da istenilen verimi veremiyor.
Bu takımda sırtı kaleye dönük oynayacak tek oyuncu Eren Derdiyok.
O da gol yollarında çok formsuz ama en azından stoperleri meşgul ediyor, arkadan gelen oyuncuların pozisyon bulmalarına olanak sağlıyor.
Eren de Hasan Hüseyin de sakatlıkları bulunmamasına karşın maç kadrosunda yoklardı.
Nedenini sorduk, “Hocanın tercihi” dediler.
Bence yanlış tercih.
Umarım daha ciddi meseleler yoktur ortada.
Ankaragücü yatsın kalksın rakiplerinin ikinci yarıda yaptıkları inanılmaz puan kayıplarına şükretsin.
8-9 maç oldu, Ankaragücü’nün 80’den sonra gol atarak puan aldığı.
Altını bir kez daha kalın harflerle çizeyim, 80’den sonra gol atmak teknik direktör becerisi değildir.
Sadece futbolcunun bireysel başarısıdır.
O dakikadan sonra tüm taktikler bir kenara konulur, doldur boşaltla pozisyon aranır.
80’den sonra puan getirecek gol atmak nadirdir.
Ankaragücü, futbolcularının olağanüstü özverisi, birazda futbol şansı sayesinde bu nadir şansı defalarca yakaladı.
Bu sayede de şampiyon oluyor.
Biz Mustafa Dalcı’yı eleştiriyoruz da rakiplerin hocalarına bakınca ne kadar haksızlık yaptığımızı da görüyoruz.
2-1 öndesin ve rakip 10 kişi, sen skoru korumak için “Çanakkale geçilmezi” tercih ediyorsun.
Takımını geriye yaslayan, 2-1’in üzerine yatmaya çalışan Ümraniyespor’un hocası Recep Uçar’a ne kadar dua etsek azdır.
Aynı durumda Mustafa Dalcı hoca olsa, kesinlikle buna izin vermezdi.
İyi ki böyle rakiplerimiz var.
Başkan Faruk Koca’ya da naçizane tavsiyem, bu maçı da beraberlikten saymasın, futbolculara galibiyet primi versin.
Hakemin berbat yönetimine, 10 kişi kalmalarına rağmen Ümraniye’den puanla dönerek aradaki farkı koruyan futbolcular bu primi sonuna kadar hak ediyorlar.
METİNER ERDEM