Gençlerbirliği, TFF 1. Lig’de bir sürprize daha imza atıp, şampiyonluğun iddialı ekiplerinden Bandırmaspor’u deplasmanda 2-1 yendi.
Bandırma farklı bir deplasman.
Burada sadece rakiple değil, doğayla da mücadele etmen gerekiyor.
Stadın kurulduğu yer ve yapısından dolayı şiddetli rüzgâr altında oynanıyor maçlar.
Üstüne bugünkü maçta olduğu gibi bir de yağmur oldu mu oyna oynayabilirsen.
Gençlerbirliği, dar ve yeni yeni tecrübe kazanmaya başlayan gençlerinden kurulu kadrosuyla hem rakibiyle hem de doğa şartlarıyla mükemmel mücadele etti.
Yetmedi bir de hakem Murat Erdoğan çıktı karşısına.
Başkent’in Alkaralar’ı rakibini, doğa şartlarını, hakemi üst üste koyup öyle bir galibiyet aldı ki maçı izleyen taraflı tarafsız herkes “Helal olsun” demek zorunda kaldı.
Bandırma 158 bin nüfuslu, Balıkesir’e bağlı bir ilçe.
Bir ilçe takımı, nereden bulur bu gücü?
Anlamakta zorlanıyorum.
Bir hakem, aynı skandal kararı bir maçta hangi cesaretle üst üste iki kez verebilir?
Aklım hayalim almıyor.
Nüfusu 6 milyona yaklaşmış bir Başkent ekibinin lobisi, 158 bin nüfuslu bir ilçe takımı kadar güçlü değil.
Kim izah edebilir böyle bir acizliği?
Sadece bu maç mı?
Tabi ki değil.
Tuzla maçında ofsayttan atılan gol, İstanbulspor maçında henüz 10. dakikada rakibin yüzde bir milyon kırmızı kart görmesi gereken pozisyonunun es geçilmesi birkaç örnek.
Gençlerbirliği, sadece kaybettiği son 3 maçtan en az 5-6 puan çıkarabilir, şu an şampiyonluğun iddialı ekiplerinden biri olabilirdi.
Ama izin verilmedi.
En acısı da bir tane Gençlerbirlikli yöneticinin çıkıp hakkını aramaması.
Sahipsiz Gençlerbirliği’nde tüm olumsuzluklara karşı futbolcular olağanüstü mücadele ediyorlar.
Bu maçta da hem defansif hem de ofansif tüm önemli istatistiklerde rakipten üstündüler.
Toplam şutta 14/12, isabetli şutta 5/3, kornerde 10/4, kontratakta 2/0, ceza sahsı dışından şutta 6/3, top çalmada 14/12 Başkent ekibinin üstünlüğü vardı.
Şimdi bir soru, bu istatistiklere rağmen bu penaltılarla maç kaybedilse suç Metin Diyadin’in mi olacaktı?
Belki Metin Diyadin kovulacak, takım kaosa sürüklenecekti.
Kim hesabını verecekti bunun?
Murat Erdoğan denilen zat, hakem demeye dilim varmıyor.
Sizce TFF tarafından cezalandırılacak mı?
Yüzde 100 eminim hiçbir şey olmayacak, haftaya kendisine verilen bir başka ahlaksız görevi, yüzü hiç kızarmadan yerine getirecek.
Hem Ankaragücü’nün hem de Gençlerbirliği’nin küme düşürülmesi yetmemiş anlaşılan birilerine.
Hala Başkent’i daha nasıl ezerizin arayışındalar.
Ve sahipsiz Ankara…
Dünyada futbolda şampiyon çıkaramamış tek Başkent unvanına sahipti.
Şimdilerde üst ligde takımı bulunmayan tek Başkent unvanını da elde etti.
Son 17 yılda sadece bir milli maçın oynandığı tek Başkent de yine Ankara.
Tek stadı yıkılan Süper Lig’deki 2 takımı Afyon’lara, Kayseri’lere, Eskişehir’lere gönderilen kadersiz Başkent Ankara.
Artık otopark olarak kullanılmaya başlanan 19 Mayıs’tan umudunu kaybedenlerin Başkent’i Ankara.
Gençlerbirliği bugün kazandı ama hem Sandro Lima hem de Aksel Aktaş cezalı duruma düştüler.
Lualua ve Tshibola da sakatlıkları yüzünden çok büyük ihtimal gelecek hafta da olamayacaklar.
Metin Diyadin, maçın sevincini sanırım ancak birkaç saat yaşamıştır.
Şimdiden Denizlispor maçının kadrosunu nasıl kuracağını kara kara düşünüyordur.
Sevgili Gençlerbirlikliler…
Ankara’ya sahip çıkamıyoruz, bari Metin Diyadin’e, aslan parçası futbolcularınıza sahip çıkın.
METİNER ERDEM