Çocuklarını spora yollayan veliler takdiri haketmektedirler. Ama bazı veliler çocuklarını atletizm ve diğer olimpik dallarına yollayarak takdiri daha çok hak ederler.
Bu yazıda farklı bir veliden söz edeceğim.
22 yıl önce kızını atletizmin atma dallarında başarılı olsun diye atletizm sahasına getirdi. Her antrenmandan sonra kızını alıp eve götürürken, diğer sporcuların da otobüs ve dolmuş duraklarına akşam 18’den sonra bırakılmalarında yardımcı oldu. Kış mevsiminde antrenmana hırka veya ceketle gelen çocukları saptayarak antrenörlere bildirip, onların mont, palto ve ayakkabı edinmelerini sağladı.
Her kış mevsiminde kendisi de iki çocuğun mont, palto ve ayakkabı gereksinimini karşıladı.
Cumartesi, pazar günleri antrenmanları baştan sona izlerken, atletizm sahasının yanında bulunan 19 Mayıs Stadı’nda maç öncesi çalınan İstiklal Marşı sırasında, kendisi atletizm sahasına olmasına karşın ayağa kalktı ve kimseyi de siz de kalkın diye zorlamadı.
Birkaç ay sonra onun bu sakin ve güzel örnek davranışını kabullenenler oldu ve onlar da İstiklal Marşı çalınırken ayağa kalkmaya, yürüyorlarsa durup beklemeye başladılar.
1996 yılında Ankara’da yapılan Türkiye Şampiyonası’nda haziran ayının ilk haftasında oynanan futbol maçı öncesi İstiklal Marşı yine çalınıyordu. O yine atletizm sahası tribünlerinde ayağa kalkınca birçok atletizm seyircisi de ayağa kalktılar.
Bu farklı veli son birkaç yılını kalp ve akciğer rahatsızlığı nedeniyle sıkıntılı geçirdi. Defalarca hastanede yattı, çıktı.
Son defa hastaneye acile damadı Zeki Akdoğan tarafından götürüldü. Çünkü kızı atletizm sahasında sporcularına antrenman yaptırıyordu. Hastane acilinde bu veli damadına şunları söylüyordu. “Oğlum ölümden korkmuyorum çünkü kimseye kötülük etmedim, haksızlık yapmadım, kimsenin hakkını yemedim. Allah ne eylerse güzel eyler.” diyordu.
Ailesine vasiyet etmişti. Memleketi olan Kızılcahamam’a gömülmek istiyordu. Ayrıca biriktirdiği paradan cenaze töreni sonrası mezarlıktaki taziye evinde cenazeye gelenlere yemek verilmesini vasiyet etmişti.
Bundan 22 yıl önce sporcu olanlar bugün artık Milli Takım antrenörü oldular. Bu farklı velinin neler yaptığına yıllar önce tanıklık etmişlerdi. Bu nedenle onun son yolculuğunda yalnız bırakmamak için Kızılcahamam’a gittiler.
22 yıl öncesinin sporcusu ama bugünün antrenörü olan Selcen Akdoğan hocamızın babası Faruk Ateşoğlu’ydu bu farklı veli.
Kendisine Allah’tan rahmet , kederli ailesi ve sevenlerine sabır dileriz.