Atletizm antrenörlüğü iğneyle kuyu kazmak gibidir. Zorluğunu şöyle açıklayabilirim: Yedek yoktur, değiştirmek yoktur. Kaleci, defans, orta saha, forvet ve yedeklerin toplamı yarışan bir atlette toplanmıştır.
Olimpiyat oyunlarında sırıkla yüksek atlama yarışı 3 saat sürer. Antrenör atletine, “Çok yoruldun, yerine yedeğin girsin.” diyemez. Sakatlansa da, başarısız olsa da, atlet yarışa tek başına başlar, devam eder ve sonlandırır. Atlet ayrıca olimpiyata katılan tüm sırıkçılarla yarışmak zorundadır.
Olimpiyat oyunları seçmesi 1460 günde tek gündür. Atlet seçmeyi geçemezse finale kalamaz, elenir ve ülkesine döner. Final yarışı da 1460 günde tek gündür. Antrenör ise bu tek günlük seçme ve finalde atletini başarılı yapmak zorunda olan kişidir.
İbrahim Halil Çömlekçi de bunları bildiğinden gece gündüz kendisini ihmal edecek kadar stres altında çalışan önemli bir antrenördü. Zihnini bu 1460 günde bir olan seçme ve finalde başarılı olmak için yorduğundan büyük stres altında olduğunu kabul etmemiz gerekir.
Mersin’de sırıkla yüksek atlama kültürü Osman Çiftçikara, Prof. Caner Açıkada, Bülent Targu ile ön plana çıktı. Daha sonra nöbeti Cüneyt Yüksel devraldı. Tevfik Sırrı Gür Stadı’nda engel, sprint, yüksek ve sırıkla yüksek atlamaya yönelik geniş bir atlet grubunu çalıştırıyordu. Günümüzde ise bayrak İbrahim Halil Çömlekçi ve sporcularına geçti. İbrahim hoca kadınlarda 4.31 ile Tutku’yu, erkeklerde 5.60’la Ersu’yu yetiştirdi.
Sırıkla yüksek atlamada haltere benzeyen bir kültür vardır. Halterde sporcu en fazla kaldıracağı kiloya girmeden önce, kaldırışlarına hafif kilolarla başlar, giderek ağırlığı artırır ve kaldıracağı maksimum kiloya ulaşır. Sırıkla yüksek atlamada da atlet yumuşak sırıkla atlayışlarına başlar, giderek sertliğe doğru giden sırıkları diğer atlayışlarında kullanır, en sert sırıkla da en iyi atlayışlarını yapar. Sırıkçıların atlayış alanına birçok sırıkla gelmesinin nedeni budur.
İbrahim Halil Çömlekçi tüm bunlara kafa yoran bir antrenör olarak belli ki kendini çok yıprattı, kendi sağlığını unuttu ve fedakarlık üstüne fedakarlık yaptı.
ALKAN ÖRAL onun için şunları söyledi:
2015’te Trabzon’da yıldızlar yarışında Tutku ve Ersu’nun rekor kırışlarını ve İbrahim Çömlekçi’nin heyecanına bizzat tanık oldum. O günden bu grubun büyük işler yapacağı belliydi. İlerleyen yıllarda diğer yaş gruplarına ait rekorları kırmaya başladılar. Tutku bütün rekorlar incelendiğinde sekiz rekordan beşine, Ersu ise sekiz rekordan dördüne adlarını yazdırdılar. Tutku 4.31’le, Ersu 5.60’la İbrahim Çömlekçi’nin atletizme kazandırdığı yıldızlar oldular. Sporcuları İbrahim Çömlekçi’yi, ailenin bir üyesi, baba yarısı olarak görüyorlardı.
TAYFUN AYGÜN:
Antrenörlük öğretilmez, öğrenilir. İçten gelen bir şeydir bu. İbrahim Çömlekçi cimnastik kökenliydi. Ben yıllar önce grubumla Mersin’e gidince Tutku’yu alır gelir sorular sorarak bizi izlerlerdi. Tutku da cimnastik kökenliydi. İbrahim zamanla bu işi öğrendi, kendini geliştirerek sırıkla yüksek atlamayla ilgili püf noktalarına ulaşmayı başardı. Sırıkla atlama antrenörü olarak Sedat Türkmen, Halil İbrahim Aydın’a böylece İbrahim Çömlekçi de eklenmiş oldu. Bir ay önce telefonla konuşmuştuk, Mersin’e taşınırsam ev tutmada yardımcı olacağını, gerekirse çocuklarla beraber bakabileceğimizi söyledi. Gönlü böyle zengin, ufku açık, bilgiye ve öğrenmeye değer veren biri olduğunu bir kez daha kanıtlamış oldu. İbrahim Çömlekçi’nin hayalleri vardı, güzel bir ekol oluşturmak istiyordu. Çalışkan, hiç kimsenin kötülüğünü istemeyen, yardımsever bir insandı.
FİKRET ÇETİNKAYA:
Fenerbahçe Kulübü olarak antrenör ve sporcularımızın yalnızca iyi gününde değil, kötü günlerinde de yanlarında oluruz. Bu nedenle hem İbrahim Çömlekçi hem ailesi ve de sporcuları için yapılması gereken ne varsa yapılacağından herkesin emin olmasını isterim.
Bu üç görüşten sonra yazıya eski federasyon başkanımız Yılmaz Sazak’ın ileri görüşlülüğüyle devam etmek istiyorum. 1988 yılında Federasyon Başkanıyken Yılmaz Sazak “Atletizmin kapıları tüm illerde sırıkla yüksek atlama dalını geliştirmek için cimnastik antrenör ve sporcularına açıktır.” beyanatını vermişti. Yılmaz Sazak’ın bu görüşünün ne kadar doğru olduğunu İbrahim Halil Çömlekçi ve sporcuları kanıtlamış oldular.
İşin sağlık ve kalp krizi bölümüyle ilgili olarak şunu söyleyebilirim: İhsan Tözün hocamız havaalanında kalp krizi geçirince, Milli Takımla gidememiş hastaneye kaldırılırken vefat etmişti.
İbrahim hoca da yine kampta fenalaşıp ve vefat ederken, İbrahim Çömlekçi’nin vefatı da hiç değilse Milli Takım antrenörlerine rutin sağlık kontrollerinin yapılmasının gerekli olduğunu göstermiş oldu.
Ayrıca her spor tesisinde her an ulaşılabilecek olan yerde dil altı ilacının bulundurulması, ambulans gelene kadar hayata tutunmayı sağlayacaktır.
Şimdi size şu tarihi bir örnek vermek istiyorum. 1981 Ağustos ayında Ankara 19 Mayıs stadında Gençlerbirliği-Ankaragücü spor yazarları turnuva maçını kapalı tribünde izledik. Maç sonrası Bölge Müdürü Hüsamettin Yılmaz’a kale arkasında bir seyircinin tribüne yığıldığını ve sırt üstü yattığını söylediler. Hüsamettin Yılmaz beni de yanına alarak kale arkasına koştu, yatan adam “göğsüm” diye inliyordu, Hüsamettin Yılmaz adama “Sen şu an kalp krizi geçiriyorsun ilk 5 dakika çok önemli” diye adamın ağzını açtırıp cebinden çıkardığı dil altı kalp ilacını dilinin altına koydu. Ambulans gelince “Korkma inşallah iyileşeceksin” dedi. Üç hafta sonra adam Hüsamettin Bey’e hayatını kurtardığı için teşekküre geldi. Hüsamettin Yılmaz’a neden dil altı ilacını yanında taşıdığını sordum. “Yıllar önce bir düğünde bir adam kalp krizi geçirip öldü. Bu bana ders oldu, o gün bugündür kağıda sarılı iki dil altı hapını yanımda hep taşırım, çok can kurtarır. Hayat kurtarmaktan güzel şey var mı sen de taşı”dedi.,
Halil İbrahim Çömlekçi için 3 şey yapılmalı:
Ailesi ve çocukları için gerekenler yapılmalı.
Atletlerinin de görüşleri alınarak antrenör sorunları çözülmeli.
Her yıl Mersin’in en işlek yerinde aynen Fransa’da olduğu gibi öğrencilerinin de katılacağı uluslararası nitelikte geleneksel kadın ve erkek sırıkla yüksek atlama yarışı gerekli çevre düzenlemesi ve güvenlik sağlanarak müzik ve folklor gösterileriyle düzenlenmeli. Bu iş için sponsor ihmal edilmemeli.
Çok değerli bir antrenörü kaybettik. Allah sevaplarını artırsın.
Ersu, 5.71 ile İbrahim Çömlekçi hocasını unutmayacağını gösterdi.