Ankaragücü Ziraat Türkiye Kupası 4. eleme turunda 2. Lig ekibi İskenderunspor’u 3-1 yenerek 5. tura yükseldi.
Bugün 32 takımın katılacağı 5. turun kura çekimi yapılacak.
Ankaragücü bu kura çekimine de seri başı olarak katılacak ve kurada kim çıkarsa çıksın maç Eryaman Stadı’nda oynanacak.
Sonraki turlarda ise artık seri başı olmayacak, maçın oynanacağı statlar kura ile belirlenecek.
Sadece yarı final çift maç, diğer tüm turlar ve final tek maç usulüyle oynanacak.
Anlatmak istediğim, bir tur daha alt lig takımlarıyla oynayabilirsin.
Hedefin finalse, sonraki tüm turlarda hem kura şansın olmalı hem de sahada iyi olmalısın.
Maçın ilk yarısı, 2-3 farkla İskenderunspor lehine bitmediyse önce rakip forvetlerin beceriksizliğine, sonra da kaleci Rafal’a ve kaptan Atakan Çankaya’ya dua etmemiz gerekir.
2. lig ekibi İskenderunspor, ilk yarıda 6’sı isabetli, 1’i defans tarafından engellenen 10 şut çekiyor, Ankaragücü ise sadece 5 şutta kalıyor.
Biri penaltı, biri Bajic’in nefis rövaşatası, diğerleri kaleciye giden zayıf şutlar.
Emre Belözoğlu’nun Beşiktaş maçındaki kadrosundan sadece Mert Çetin ve Atakan Çankaya ilk 11’deydi.
9 oyuncu rotasyona takılmıştı.
Ankaragücü, bolca rotasyon uyguladı da rakip ideal 11’le mi çıktı sahaya?
Hayır, onlar da son lig 11’inden 5 oyuncuyu rotasyona sokmuştu.
İskenderunspor 2. Lig Kırmızı grupta mücadele ediyor ve 25 gol atmış.
Bu 25 golün 15’i Enes Soy (10) ve Süleyman Güneş’e (5) ait.
Bu iki oyuncu da Ankara’ya getirilmemiş bile.
İlk yarı bu iki gol silahı da olsaydı ne olurdu, düşünmek bile istemiyorum.
İskenderunsporlu oyuncular için canlı yayınlanan bu maç prestij mücadelesiydi, herkes neredeyse iki kişilik performans gösterdi.
Ankaragücü ise koskoca 45 dakika rakibi karşısında çaresizleri oynadı.
Emre Hoca, maç sonu yaptığı kısa değerlendirmede Bayern Münih’in bile 3. Lig takımına elendiğini hatırlatarak, lig maçlarında düzenli forma giymeyen futbolcuların bu tür maçlara motive olmakta zorlandığını söyledi.
Son derece haklı, örnekleri de bolca var.
İstanbulspor rotasyonlu kadrosuyla alt lig takımına elenirken, birçok Süper Lig takımı tur atlarken zorlandı.
Allah’tan Emre Belözoğlu, Beşiktaş maçındaki hatayı tekrarlamadı, gecikmeden ikinci yarıya 3 oyuncu değişikliği ile başlayıp maçı çevirdi.
Oyundan alınan Macheda artık futbolculuğu tartışılır hale gelmiş, Djokanovic ve Cem Türkmen’deki gerilemeye hayret etmemek mümkün değil.
Bu oyuncuların yerlerine giren Efkan Bekiroğlu ve Pedrinho orta sahayı tamamen Ankaragücü lehine ele geçirirken, Hayrullah Bilazer bildiğimiz hataları aynen tekrarlamakla yetindi.
Tasos’un olağanüstü hırslı oyununa Efkan Bekiroğlu, Pedrinho ikilisi de eşlik edince Ankaragücü, ilk yarının tam aksine rakibe pozisyon bile vermeden maçı kazanmayı bildi.
Beşiktaş maçının en çok eleştirilen iki ismi Efkan Bekiroğlu ve Pedrinho’nun kupada turu getiren oyuncular olması ironi olsa gerek.
Şimdi soruyorum, diyelim ilk yarıda İskenderunspor bulduğu yüzde 100’lük gol pozisyonlarından birkaçını değerlendirse, Ankaragücü elense ne olurdu?
Avrupa hedefiyle yola çıkmışsın, ligde bu hedefe ulaşman için önünde 24 maç var ve ilk 4’e girmen gerekir.
Mümkün mü?
Çok ama çok zor.
Kupada ise sadece 6 maçla Avrupa’ya gitme şansın var.
Bir de kura şansın varsa, final öncesi 5 maçın dördünü kendi sahanda oynayabilirsin.
Geçen sene bu kura şansı Mehmet Şahin sayesinde Ankaragücü’nün yanındaydı, Beşiktaş’ı, Trabzonspor’u Eryaman’da eledi.
Bu sezon da niye olmasın?
Elensen, bu takım küme düşmez, Avrupa’ya gidecek pozisyona da çıkamaz.
Hedefsiz 24 maç, çekilir mi?
Dünkü maçta Basın Sözcüsü Hüseyin Aytekin basın tribününün fotoğrafını çekmiş.
Sadece ben ve Gölge TV’den program arkadaşım Tuna Yılmaz var görüntüde.
100’e yakın koltuk, maçı takip eden 2 gazeteci.
Sadece basın tribünü mü?
Ankaragücü spor okullarının öğrencileri ve ailelerinden oluşan 3 bin kişi olmasa bomboş kalacaktı tribünler.
Benim Emre Hoca’ya tavsiyem, bir daha kupayı riske atacak bu tür rotasyonlara yönelmesin.
Zaten tribünler boşalıyor, kupada bir hata yaparsa kalan üç beş taraftarı da kaybeder.
Hedefsiz takımın destekçisi zor bulunur.
Emre Hocam, biliyorsun Ankaragücü’nün lakabı Kupa Beyi.
Bu lakabı almasının sebebi, 1972 ve 1981’de Türkiye Kupası’nı kazanması, 1973, 1982 ve 1991’de de final oynaması.
19 sene fırtına gibi esmiş kupalarda, sonrası hep hayal kırıklığı.
Hocam 43 yaşındasın, Ankaragücü kupayı en son sen 1 yaşındayken almış.
Bu dönemde komşu Gençlerbirliği’nin bile 2 kupası, 3 finali var.
Anlayacağın yarım yüzyıla yaklaşan süre kupaya hasret bir Kupa Beyi’nin teknik direktörüsün.
Bu hasret niye bitmesin?
O sene, bu sene niye olmasın?
Bir tavsiyem de akademi oyuncularına biraz pozitif ayrımcılık yap be hocam.
Maç 3-1 olmuş, dakika 85, sen Ali Kaan Güneren’i oyuna alıyorsun.
Ali Kaan ligde de forma giyen oyuncu.
Bu 5 dakika ona sadece üç beş lira prim kazandırır.
TSYD Kupası’nda Sıraç’ı ilk kez izledik, yeteneklerine şahit olduk.
Sıraç’ı kazansan, Ankaragücü kazanır.
Şu 5 dakikada fırsatı ona versen ne kaybederdin ki be hocam?
METİNER ERDEM