Ankaragücü, TSYD Ankara Kupası maçında Gençlerbirliği’ni 4-0 yendi.
Bu yıl 57’ncisi düzenlenen kupada 17-17 eşitlik vardı, bu skorla Ankaragücü 18-17 öne geçmiş oldu.
TSYD Ankara Kupası, bir hazırlık maçı gibi görünse de lig öncesi son prova olması açısından önem taşır.
Geçmişte 4’lü turnuva şeklinde düzenlenirdi, son yıllarda Başkent derbisine dönüştü.
Dünkü derbi öncesi Ankaragücü’nü hazırlık maçında Kayserispor karşısında canlı olarak, Gençlerbirliği’ni de TV’den Beşiktaş maçında izlemiştim.
Ankaragücü, Kayserispor maçındaki güzel oyununu tekrarlarken, Gençlerbirliği’nin sorunlarını çözemediğini üzülerek izledim.
Önce kupanın sahibi Ankaragücü…
Mert Çetin’in son dakika hastalığı, Yusuf Emre Gültekin’in de menüsküs sorunu nedeniyle oynayamadığı maçta Cihat Arslan, stoperde yine farklı arayışlar içine girdi.
Maça Diego Özçakmak-Mahmut Tekdemir tandemi ile başlayan Cihat Arslan, ikinci yarıda önce İsmail Çokçalış- Mahmut Tekdemir, son dakikalarda da Arda Ünyay-İsmail Çokçalış ikililerini denedi.
Diego Özçakmak fazla hata yapmadan görevini tamamlarken, Mahmut Tekdemir’in kritik top kayıpları endişe yarattı.
15 dakikadan az süre almasına karşın saydığım oyuncular arasında en çok genç Arda Ünyay’ı beğendim.
Mert Çetin’in yanına mutlaka bir stoper alınmalı, Cihat Arslan da Arda Ünyay’a daha fazla süre tanımalı.
Ankaragücü, uzun süredir altyapıdan A takıma oyuncu veremiyor.
Bu sezon Arda Ünyay, Sıraç, Miraç Şimşek A takıma ciddi şekilde aday oyuncular.
Maç daha ilk yarıda 3-0 olmuşken, Arda Ünyay’ı oynatmak için son çeyreği, Sıraç ve Miraç Şimşek için son 5 dakikayı beklemek Cihat Arslan’ın eksileri olarak akıllarda yer etti.
Maçta gözler Tolga Ciğerci-Efkan Bekiroğlu ikilisindeydi.
Her ikisi de gol ve asistleri ile maçın iyilerindendiler.
Gönülden oynarlarsa şampiyonluğun mimarları olacaklarını açıkça gösterdiler.
Tolga Ciğerci’nin protestolar, ıslıklanmalarla başlayan taraftarlarla ilişkisinin, oyundan çıkarken karşılıklı alkışlara evrilmesi Ankaragücü açısından maçın en güzel anıydı diyebilirim.
Ankaragücü maçı 4-0 kazansa da defoları hala açıkça ortadaydı.
Yeni transferler de maalesef bu defoları örtmeye çare olmamış.
Herkesin hem fikir olduğu konu, bir stoper, bir pivot santrafor, bir sol beke acil ihtiyaç olduğu, hatta 6-8 nolu pozisyonları birlikte oynayabilecek bir orta saha takviyesi olursa da bu takımın çok rahat Süper Lig’e çıkacağı yönünde.
Şampiyon olmak istiyorsan atanın da tutanın da iyi olmalı.
Bahadır Güngördü-Ertaç Özbir ikilisi TFF 1. Lig’in açık ara en iyi kalecileri.
Ankaragücü’nde sorun atanda.
Riad Bajic ile takımın kan uyuşmazlığı var.
Arkasında, yanında kim oynarsa oynasın olmuyor, olmuyor.
Diğer eksik mevkiler, alternatiflerle giderilir ama yarın kapanan takımlara karşı kilidi açacak santrafora ihtiyacın olacak.
Gerekirse transferde kalan bütçenin tamamı santrafora ayrılmalı, Ankaragücü kimsenin itiraz etmeyeceği bir oyuncu transfer etmeli.
Gençlerbirliği’ne gelince…
Ankaragücü ile aralarında tatlı bir rekabet vardı.
Aralarındaki maçlara derbidir, sonuç önceden bilinmez diye bakardık.
Son yıllarda farklı sıkletlerdeki boksörlere dönüştüler.
Ankaragücü ağır sıklet boksör, Gençlerbirliği ise tüy demek ağır kaçacak orta sıklet diyelim.
Maç öncesi açık ara Ankaragücü favoriydi, nitekim sonuç da aradaki sıklet farkını gösterdi.
Recep Karatepe ilk birinci adam deneyimini Gençlerbirliği’nde yaşıyor.
İsmail Kartal’ın yardımcısıydı.
İsmail Kartal, Ankaragücü’nü TFF 1. Lig’de şampiyon yaparken taktiği belliydi.
Topu rakibe bırak, ikinci bölgede bekle kaptığın toplarla geçiş oyunu oyna.
Bu oyuna hep sadık kaldı, sonunda da elinde çok güçlü oyuncular olmasa da hedefe ulaştı.
Recep Karatepe’den de aynı oyun anlayışını beklerken, o geçen sezon İsmail Kartal ile birlikte Fenerbahçe’ye oynattıkları oyunu tercih etti.
Geriden oyun kurmak, pasa dayalı oynamak Gençlerbirliği’nin boyunu aşacak bir tercih.
Denk ya da zayıf rakiplerle oynarken bu oyun anlayışı içinde olabilirsin ama güçlü rakiplere karşı alternatif aramalısın.
Bu maçta da rakibi kalabalık bir şekilde ikinci bölgede bekleyip, oyunu kilitleyebilirdi.
Yapmadı, alternatif aramadı, kora kor oynamak istedi, olmadı.
Farklı yenilgi henüz sezon başlamadan Recep Karatepe’yi tartışmalı hale getirdi.
Yine de enseyi karartmamak gerek, bir musibet bin nasihatten iyidir.
Recep Hoca, mutlaka bu maçtan ders çıkaracaktır.
Ayrıca yeni transferleri, bu maçta yoktu, onların dahil olmasıyla farklı bir Gençlerbirliği izleyebiliriz.
Benim endişem, 2 yıldır futbol oynamayan, birkaç hafta önce takıma katılan Etobo’nun fizik olarak takımın en iyisi olması.
Bir aydır çalışan takımın, hala fiziksel olarak Etobo’dan geride olması Recep Karatepe hocanın düşünmesi gereken bir konu.
Gençlerbirliği artık her sene yeni takım kurmak yerine bir iskelet oluşturup, onu transferler ve altyapı ile destekleyecek bir sisteme geçiş yapmalı.
Aksi takdirde işi zor mu zor.
Dün izlediğim Ankaragücü’nün tek hedefi ligi ilk 2 içinde tamamlayıp direkt Süper Lig’e çıkmak olur.
Ankaragücü için tek tehlike takımın maaş yükünün aşırı fazla olması.
Bu takım maaş ödemelerinde sıkıntı yaşarsa, istenmeyen olaylara tanıklık edebiliriz.
Taraftara önerim, yönetimin bütçe disiplinine uyması konusunda yardımcı olsunlar.
Süper Lig’de değil artık bu takım.
TFF 1. Lig için de çok yeterli bu kadro.
Buna rağmen, bir, iki üç, beş transfer daha deyip yönetimi sıkıştırırsanız, bu takım patlar.
Hep söylüyorum, yazıyorum.
Tarihin en güçlü yönetimi söylemleri eskide kaldı.
Mütevazı, ancak elinden geleni yapmak isteyen bir yönetim var artık.
Bırakın işlerini yapsınlar.
Gençlerbirliği için ise kadrosunu takviye etmez, Recep Hoca hatalarında ısrarcı olursa play off bile hayal olur.
Bir de Gençlerbirliği camiasının artık bir şekilde tek yürek olması lazım.
Bir konser için bile kavga etmek, tahmin ediyorum İlhan Cavcav’ın kemiklerini sızlatıyordur.
METİNER ERDEM