Ankaragücü Basın Sözcüsü Hüseyin Aytekin, dün akşam Gölge TV’de yayın konuğuydu.
Telefonla bağlandığı canlı yayında benim ve Tuna Yılmaz’ın sorularını yanıtladı.
Yayın öncesi, Ankaragücü bu sezonun 27’nci transferi olarak Gençlerbirliği’nin eski stoperi Arda Kızıldağ’ın ismini açıkladı.
Sonrasında bazı yerel medya kuruluşlarına ve sosyal medyaya Gerson Rodrigues ismi düştü.
Hüseyin Aytekin’e sorduk, Gerson haberlerini doğrulamadı, “Ankaragücü Arda Kızıldağ ile transferi noktaladı. Artık transfer düşünmüyoruz” dedi.
Sevgili Ankaragüçlüler, zaten Ankaragücü’nün kadrosunda an itibariyle 15 yabancı oyuncu bulunuyor.
Sizin için yazayım:
Uros Radakovic, Nihad Mujakic, Marlon, Enock Kwateng, Kevin Malcuit, Lamine Diack, Andrej Djokanovic, Pedrinho, Ghayas Zahid, Milson, Giorgi Beridze, Anastasios Chatzigiovanis, Gboly Ariyibi, Ali Sowe, Bevic Moussiti-Oko.
TFF kurallarına göre kadroda en fazla 14 yabancı bulundurabiliyorsunuz, bunun 12’sini maç kadrosuna yazabiliyorsunuz.
Ankaragücü, Gboly Ariyibi ile yollarını ayırmak için çok uğraştı, oyuncu inat etti gitmedi.
Büyük ihtimal, 5 Mart’ta transfer sezonu biter bitmez sözleşmesi dondurulacak, yattığı yerden parasını almaya devam edecek.
Gerson Rodrigues gelse, yukarıdaki isimlerden biri ile daha yolların ayrılması ya da ona da yattığı yerden para ödenmesi gerekecek.
Yayını, Gölge TV’nin Youtube kanalından izlemenizi öneriyorum.
Ankaragücü’ne geçen sezon çok büyük maddi destekler sağlayan Büyükşehir Belediyesi ve diğer kamu kuruluşlarından gelen kaynaklar kesilmiş durumda.
Buna rağmen, futbolcuların ödemeleri günü gününe yapılıyor.
Yayın, bilet, store gelirleri de son derece kısıtlı iken bu ödemeleri düzenli yapabilmek çok ama çok büyük başarı.
Bu başarıda Başkan Faruk Koca, yöneticiler İsmail Mert Fırat, Yusuf Buğra Tanık, Cantürk Alagöz ve Mehmet Şahin başta olmak üzere tüm yöneticilerin büyük payı var.
Kendi ceplerinden on milyonlarca lirayı kulübe aktarırken, çevrelerindeki iş insanlarını da Ankaragücü’ne destek için teşvik ediyorlar.
Bunları niye yazıyorum?
Son günlerde sınırı da aşan bir eleştiri rüzgarı esiyor.
Eleştirirken, doğru ile yanlışı ayıralım.
Tek yaptıkları Ankaragücü’nü bu zor ekonomik şartlarda ayakta tutmak olan insanları da küstürmeyelim.
Geçenlerde sosyal medyada bu yöneticilerden birine ağza alınmayacak hakaretler edildiğini gördüm.
Ayıptır arkadaşlar, eleştiri ile hakareti karıştırmayalım.
Hakaret olmadığı sürece yönetimin de eleştirileri doğal karşılaması, zaman zaman şapkayı önlerine koyup nerede hata yaptıklarını düşünmeleri gerekir.
Ankaragücü’nde maalesef bu büyük fedakarlıklara, inanılmaz para girişlerine rağmen işler iyi gitmiyor.
Başkan Faruk Koca, her konuşmasında “futbol aklı” ifadesini kullanıyor ama o akıl hiç kullanılmıyor.
Dile kolay şu ana kadar 27 transfer yapıldı.
16’sını Faruk Koca-Emre Yıldız-Mustafa Dalcı üçlüsü yaptı.
Kurulan kadronun yarıdan fazlası daha sezonun ortasında gönderildi.
Kulüp takıma son derece sınırlı katkısı olan bu oyunculardan dolayı milyonlarca Euro zarar etti.
Sonraki transferlerde bu üçlüden Mustafa Dalcı gitti, yerine Ömer Erdoğan girdi.
Gökhan Akkan, Tolga Ciğerci, Emre Kılınç, Taylan Antalyalı ve Kevin Malcuit bu ekibin transferleri.
Son transferlerden Andrej Djokanovic ve Milson’un da Ömer Erdoğan’ın önerisiyle alındığı biliniyor.
Enock Kwateng, Bevic Moussiti, Hasan Ali Kaldırım ve Arda Kızıldağ transferlerini kimin yaptığı belirsiz.
Bize gelen bilgilere göre Emre Yıldız hala işbaşında, Basın Sözcüsü Hüseyin Aytekin’e göre de mevcut teknik heyetle yapılıyor bu transferler.
Bizi sevindiren Ömer Erdoğan sonrası gelen oyuncularda “Futbol aklı”nın bir nebze olsun devreye girmiş olması.
Bu yüzden son gelen oyuncuların büyük çoğunluğu ilk 11’de forma giyiyor.
Allah muhafaza, bu oyuncular da alınmasaydı, Ankaragücü sezon başı kurulan kadroyla nerelerde olurdu, düşünmek bile istemiyorum.
Basın Sözcüsü Hüseyin Aytekin’in yayında söylediklerinden, benim de çeşitli kaynaklardan doğrulattığım bilgilere göre Ömer Erdoğan tamamen kendi isteğiyle istifa etmiş.
Gaziantep FK maçından sonra Başkan Faruk Koca’nın kullandığı ifadeler de mutlaka istifada önemli rol oynamıştır.
Ama sonrasında araları düzelmiş, birlikte transferler için yoğun mesai harcamışlar, transferler de Ömer Erdoğan’ın özellikle istediği oyunculardan yapılmış.
Kendi istediği oyuncuları da transfer ettirdikten sonra Ömer Erdoğan’ın ayrılması doğru olmadı.
Ömer Erdoğan’a karşı özellikle birkaç yabancı oyuncunun bayrak açması takım içinde sorunlara, gruplaşmalara yol açmıştı.
Ömer Erdoğan, bu süreci sağlıklı yönetemeyeceğine inanmış olmalı ki kalıp mücadele etmek yerine istifayı tercih etti.
Aslında yeni yeni gelen bilgilere göre Ömer Hoca’nın da çok da masum olmadığı görülüyor.
Başkan Faruk Koca’ya yakın kaynaklara göre, Mustafa Dalcı’nın istifasının ardından Ömer Erdoğan ile yapılan ilk görüşmede sezon başı kurulan o kadroya o da onay vermiş.
Hatta Başkan Faruk Koca’ya aynen şu ifadeyi kullandığı birçok kaynak tarafından söyleniyor:
“Başkanım, Mustafa Dalcı-Emre Yıldız tarafından kurulan kadro bu lig için yeterli. Bu kadroyla takımı ilk 10’a sokarım. Ama şu transferleri de yaparsan ilk 5 içinde oluruz.”
Başkan da bu söz üzerine 100 milyon liranın üzerinde para harcayarak, istenilen 5 oyuncunun transferine onay vermiş.
Bu transferlere rağmen, takımın hala düşme hattında olması doğal olarak Faruk Koca’yı kızdırmış.
Bu kızgınlığı da doğal karşılamak gerekir.
Yukarıda da açıkladığım nedenlerden dolayı Ankaragücü’nün yabancı kontenjanı dolduğundan yeni yabancı transferi ancak, Hatayspor ve Gaziantep FK’dan yapılabilecek.
Taraftar, illaki kanat oyuncusu alınmasını istiyor.
Özellikle Milson’un performansı soru işareti olduğundan ben de bu talebi destekliyorum.
Hatay ve Gaziantep’in birçok oyuncusu kulüp buldu.
Elde Ankaragücü’ne yararlı olabilecek sadece Hataysporlu Ayoub Al Kaabi kaldı.
Hatay bu oyuncu için yüklü bir kiralama bedeli istediğinden Konyaspor transferde geri adım atmak zorunda kaldı.
Ankaragücü, mali şartları elveriyorsa bu oyuncuyu mutlaka almalı.
Ancak kamudan gelen kaynakları kuruyan, deprem nedeniyle de uzunca bir süre bu kaynaklardan mahrum kalacak kulübün ekonomisini de bozmamak şart.
Hele de kulübün ekonomik imkanlarının, geçmişte sabıkası olan, takım arkadaşlarına, kaptanına saygısı olmayan Gerson Rodrigues gibi bir oyuncu için harcanması son derece yanlış bir adım olacaktır.
Ömer Erdoğan, görevde kalsaydı Maritimo’da olduğu gibi sol kanat olarak kullanacağı Milson için “Süper Lig’in içinden geçer” ifadesini kullanmış.
Umarım, dediği gibi olur, Ankaragücü istediği saha sonuçlarını alır, kaos biter, Ankaragüçlüler için hayat normale döner.
Dün akşam 19.10’da “Tek Yürek İmalat-ı Harbiye” filminin fragmanı yayınlandı.
Film, 10 Mart’ta vizyona girecek, 7 Mart’ta da galası var.
Dünyada örneği var mı bilemiyorum ama Türkiye’de ilk kez bir kulübün tarihine ilişkin uzun metrajlı, konulu film çekiliyor.
Eminim izleyince bir kez daha hepiniz “İyi ki Ankaragüçlüyüm” diyeceksiniz.
Okullara yönelik etkinlikler yapılacak, TRT’de, dijital platformlarda yayınlanacak.
İnanıyorum ki binlerce çocuk bu film sayesinde Ankaragüçlü olacak.
Bu filmin düşünce aşamasından, yapım aşamasına kadar geçen süreçte maddi ve manevi katkıları olan herkese sonsuz teşekkürler.
Hatayspor ve Gaziantep FK’nın ligden çekilmesi sonrası TFF’nin bu takımların daha önce yaptığı maçların geçerli olması, kalan maçlarda rakiplerin 3-0 hükmen galip sayılması kararı haksızlıklara yol açtı.
Ankaragücü, Gaziantep FK’ya yenilmişti, rakipleri otomatikman 3 puan alacak.
Beşiktaş bu konuda en fazla sesini çıkaracak kulüp.
Ankaragücü ise bugüne kadar sessiz kaldı.
Basın Sözcüsü Hüseyin Aytekin, bu konuda gerekli girişimlerde bulunacaklarını söyledi.
Umarım istenilen sonuç alınır, haksızlık giderilir.
Bu arada Ankaragücü adı açıklanmayan takımla maç yapmış, maçı 5-1 kazanmış.
Bugün, yarın da TFF 1. Lig takımlarından biriyle hazırlık maçı oynanacakmış.
Niye paylaşılmaz bu bilgiler bilemiyorum.
Gizli kapaklı işleri ne kadar da seviyor bu kulüp anlamakta zorlanıyoruz.
METİNER ERDEM