Ankaragücü, teknik direktör Emre Belözoğlu ile yollarını ayırdı.
Başkan İsmail Mert Fırat ile görüşen Emre Belözoğlu, bir yıllık daha sözleşmesi bulunmasına karşın tazminat talebinde bulunmadı.
Sadece bu senenin alacaklarına karşılık sözleşme karşılıklı olarak feshedildi.
Bu kısma yorum yapmak istemiyorum.
Yorum yapacağım kısım Ankaragücü eski başkanı Faruk Koca’nın “off the record”ları.
Faruk Başkan bugünlerde hangi gazeteciyle konuşursa konuşsun off the record şartı koyuyor.
Doğal olarak ben de meslektaşlarım da konuşmanın içeriğini yazamıyoruz.
Bilmeyen çok azdır, yine de açıklayayım.
Off the record, “yazılmamak kaydıyla” gazetecilere emanet edilen bilgidir.
Off the record, bir nevi gazetecinin namusudur.
Haber kaynağının yazılmamak kaydıyla verdiği bilgiyi yazan, sosyal medyada paylaşan, programlarda açık açık konuşan gazeteci şerefsizdir, namussuzdur.
60 yaşıma geldim, bugüne kadar bana emanet edilen hiçbir bilgiyi, haber kaynağım artık yazabilirsin demedikten sonra yazmadım, paylaşmadım.
Faruk Koca bir şey saklamıyor, bizlere söylediklerini yakında çıkıp kendisinin açıklayacağını söylüyor.
Büyük ihtimal ya basın toplantısı yapar ya da geçmişte olduğu gibi bir iki gazeteciyle canlı yayına katılır.
Orada bize anlattıklarını, sizinle de paylaşır.
Şimdiden söyleyeyim, o gün Faruk Koca’nın iddialarını dinlediğinizde “Yahu bu muydu off the record diye günlerdir bizden sakladığınız” diyeceksiniz.
Faruk Koca, diğer gazetecilere ne anlatıyor bilmiyorum ama bana anlattıklarının, Ankaragücü’nün küme düşmesindeki kendi sorumluluğunu zerre kadar azaltmadığı düşüncesindeyim.
Hem onu dinledim hem de yaşanan olayların başka tanıklarını.
Son günlerde yazılanlara bakıyorum da herkes suçlu, bir tek Faruk Koca suçsuzmuş havası yaratılmak isteniyor.
Faruk Koca’nın Emre Belözoğlu ile arayı bozduğu, görevine son verilmesini istediği artık off the record olmaktan çıkmış durumda.
Faruk Koca bunu hep yapıyor.
Fatih Mert döneminde de Hikmet Karaman ile tartışmış hatta Malatya’da yumruk sallamıştı.
Faruk Koca, o olaydan sonra Fatih Mert’ten Hikmet Karaman’ın görevine son verilmesini istemiş, Fatih Mert ise Hoca’nın arkasında durmuştu.
Faruk Koca da bunun üzerine para musluklarını kısmış, Kasımpaşa maçına kadar futbolculara beş kuruş ödeme yapılmamıştı.
O dönemde Ankaragücü 6 maçta 0 çekip küme düşmüştü.
Bu sezon da filmi geriye sarıp baktığımızda benzer şeylerin yaşanma ihtimalini çok yüksek görüyorum.
Benim merak ettiğim, Faruk Koca ile Emre Belözoğlu’nun arasının ne zaman bozulduğu.
Kayserispor maçından sonra Faruk Koca, Emre Hoca’nın arkasında kapı gibi durdu.
Sonrasında İstanbulspor beraberliğinde dahi desteğini sürdürdü.
Ankaragücü, Samsunspor’a da yenildikten sonra üç maçta 7 puanlık bir seri yakaladı ki Faruk Koca-Emre Belözoğlu gerginliği haberleri o günlerde kulağımıza gelmeye başladı.
Gölge TV’de Tuna Yılmaz’ın istihbaratı olarak o günlerde bu konuyu konuştuk.
Faruk Koca’nın Rıza Çalımbay ile telefonda yaptığı özel sohbet, Emre Hoca’nın kulağına farklı şekilde gitmiş, ikilinin arasına kara kedi girmişti.
Anlaşılan tam da bu sırada Faruk Koca, Emre Belözoğlu’nun kovulmasını istemiş, 3 maçta 7 puan alınmasından dolayı da İsmail Mert Fırat, Yusuf Tanık ikilisi bu isteğe karşı çıkmış.
Faruk Koca’nın isteği yerine gelmeyince dejavu başladı, takımda yine maddi sorunlar patlak verdi.
Futbolculara alacaklarına karşı ev vermek için proje geliştiren İsmail Mert Fırat ve Yusuf Tanık, bu projenin uygulanmasında sıkıntı yaşanınca takım tepe taklak oldu.
Fatih Mert döneminde Kasımpaşa maçında tesislere dönen Faruk Koca, bu sefer de Pendikspor maçı öncesi direksiyonun başına geçti.
Ama iş işten geçti.
Faruk Koca, kulübe maddi anlamda çok önemli para girişi sağladıysa da hatalarını tekrarlayan Emre Hoca yüzünden o maç da kazanılamadı.
Trabzonspor yenilgisiyle de takım küme düştü.
Emre Belözoğlu, yanlış kadro tercihleri, oyun okumadaki zafiyeti, rakip analizlerindeki hataları, futbolcularla sağlıklı iletişim kuramaması yüzünden bu takımı küme düşürdü.
Bunda hemfikiriz.
Hoca’yı zamanında kovmadıkları için İsmail Mert Fırat ve Yusuf Tanık da suçlu.
Buna da kimsenin itirazı yok.
Benim anlamadığım Faruk Başkan’ın bu hacıyatmazlığı daha ne kadar sürecek?
Her seferinde bir suçlu bulunup, zeytinyağı gibi suyun üstüne mi çıkacak?
Bakalım Faruk Koca, basın toplantısı düzenlediğinde sadece son haftaları mı anlatacak, sezon başında yaşanan hatalara da değinecek mi?
Bir taraftan Avrupa hedefi koyarken, diğer taraftan kaleci Gökhan Akkan, Kevin Malcuit, Arda Kızıldağ, Milson, Ghayas Zahid, Emre Kılınç, Taylan Antalyalı gibi önemli oyuncuları gönderip yerlerine çok daha düşük maliyetli oyuncular alınmasını nasıl açıklayacak?
Sözde istifa eden Emre Yıldız’ın bu sezon da kadro planlamasında söz sahibi olmasına ne gerekçe bulacak?
Emre Belözoğlu, imza töreninde “beni Emre Yıldız getirdi” dedi, bir stajyer hocayla çalışılmasına neden göz yumdu, özeleştiride bulunacak mı?
Mehmet Büyükekşi göreve geldiği günden beri Ankaragücü dilim dilim doğranıyor.
Faruk Koca, Anadolu kulüplerini bir araya getirmek için girişim başlattı, olmadı.
TFF seçimleri öncesi “Bizim sesimize kulak vermeyecekseniz kapımıza gelmeyin” dedi.
Sonra ne oldu?
Sırf siyasi irade işaret ediyor diye TFF Genel Kurulu’nda Mehmet Büyükekşi’nin en önemli destekçisi Ankaragücü oldu.
Halil Umut Meler’e atılan yumruktan dolayı tüm camia Faruk Koca’ya destek verdi ama sonuçta o yumruğun faturasını da Ankaragücü ödedi.
Önceki yazımda da altını çizdim.
Hiçbirimiz masum değiliz.
Bu hikâyeden iyi adam çıkmaz…
METİNER ERDEM