Gençlerbirliği, Adanaspor deplasmanından galibiyet azmi ve inancı ile 3 puanı almayı başardı.
Trendyol 1. Lig’in 12’nci haftasında Gençlerbirliği Yeni Adana Stadyumu’nda Adanaspor’a konuk oldu. Saha ve seyirci avantajıyla galibiyet için maç boyunca mücadele veren ancak başarılı olamayan Adanaspor, maçta yıldızlaşan Gençlerbirliği’nden Koyode’nin 6 ve 80’nci dakikalarda bulduğu iki golüyle mağlup olmaktan kurtulamadı. Bu sonucun ardından Gençlerbirliği maç fazlasıyla 4.sıra ve 22 puana yükseldi. Gençlerbirliği, haftaya başkent derbisinde Keçiörengücü’nü ağırlayacak.
Gençlerbirliği hocası takımı 4-4-2 düzeniyle sahaya sürdü. Bu diziliş, “Sahamı korurum, adım attırmam, pas yaptırmam, gol atarsam da üzerine yatarım” demek midir? Değerlendirirseniz deplasman için fena bir taktik değil. Her ne kadar Sinan hoca, “Tüm çalışmalarımız galibiyet üzerineydi” şeklinde konuşsa da sanki bir puana razıydılar. Ama olmadı, “ Körün istediği bir göz Allah verdi iki göz. ” Her ne kadar topa sahip olma istatistiklerinden Adanaspor yüzde 62’ye 38 önde görünse de Gençlerbirliği’nden maçın adamı Kayode’nin iki golüne engel olamadı, takımın diğer başarılı oyuncusu kaleci Orkun’u geçemedi.
Gençlerbirliği aslında 6.dakikada bulduğu gol ile maçı aldı. Golden sonra maçı ağırlaştırdı, Adanaspor’a fırsat vermedi, oyun kurması için alan vermedi. Burada Gençlerbirliği kalecisi Orkun’u da kutlamak gerek, yakın mesafeden daha önceki maçlarında sergileyemediği hızlı refleksi sayesinde net 3 golü çıkardı diyebiliriz.
Gençlerbirliği ikinci yarıda da savunma güvenliğini bırakmayan bir oyun sergiledi. Adanaspor ise dakikalar ilerledikçe daha fazla risk almaya başladı ve geride daha fazla açık vermeye başladı. Ancak Gençlerbirliği oyuncuları nedense rakip ceza sahası önünde, gol yollarında bir türlü organize olamadılar, paslaşamadılar.
Ancak maçın adamı Kayode 82.dakikada kendisinin ve takımını 2’nci golünü kaydederek Adanaspor’un fişini çekti.
Gençlerbirliği’nde maçın adamı bana göre öncelikle Kayode, sonra Orkun, Enes ve Yatabare. Adanaspor’da ise oynadığı oyun ve mücadelesiyle Fernandes’i çok beğendim.
İç, Dış Farketmez
Adanaspor deplasmanı da gösterdi ki Gençlerbirliği için iç saha veya –deplasman fark etmiyor. Takım, bugüne kadar çıktığı maçlarda iç saha da 3, dış sahada 3 galibiyet alırken, iç ve dış sahalarda 2’şer beraberlik ve birer mağlubiyet almış. Yani takım, “Bana her yer Ankara” diyor.
Yönetime çağrımdır
Bu hafta bazı Gençlerbirliği taraftarı arkadaşlarla Adana’ya gitmeyi planladık. Maç öncesi kebap yiyecek, şalgam içecektik. Ama olmadı, gribal rahatsızlığım bana engel oldu gidemedim. Ama arkadaşlar 3-5 kişi de olsa gittiler. Aslında hemen hemen her deplasmana gidiyorlar, takıma gönül vermişler, masraflarını da ceplerinden karşılıyorlar. Ancak yönetim neden böyle gönülden bağlı taraftara destek olmaz ki? Takım otobüslerinden birisini deplasmanlar da taraftara tahsis etse ne olur ? “Masraf oluyor” denilirse de o taraftar bunu da karşılar eminim.
Geçen hafta Boluspor maçında Eryaman Stadı basın tribününde Gençlerbirliği’ni takip eden, yazan 3-5 gazeteciye karşın Boluspor’u izleyen, takip eden 12 gazeteci maça gelmiş. Geçen sene Keçiörengücü maçında da Boluspor’u izleyen bu sayıda gazeteci arkadaş gelmişti. Kıskandım, biz Ankaralı gazeteciler azınlıkta kaldık. Boluspor destek oluyor, Belediyesi destek oluyor, kentin takımını kentin insanından uzaklaştırmıyor, desteğini, ilgisini köreltmiyor.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ı Beypazarı Belediye Başkanlığı döneminden tanırım, bilirim. Hatta enişteleri de oldum. Futbolu sever, Ankara markasının gelişimi, tanıtımı için elini taşın altına sokar, bilirim. Ama Ankaragücü’ne gösterdiği ilginin bir kısmını da Gençlerbirliği’ne göstermesini bekliyorum. Sağda solda duyuyorum, takım Süper Lig’e çıkarsa çok iyi bir futbolcu transfer edecekmiş. Göreceğiz, bu da boş çıktı demeyiz umarım.
AHMET TEMÜRTÜRKAN