Dünya Kadınlar Voleybol Şampiyonası’nda yendiğimiz takımlar ve yenemediğimiz takımlar olduğunu gördük.
Örneğin Sırbistan’ı daha önce yenerken şimdi yenemiyoruz. Çünkü iki buçuk milyonluk Sırbistan’dan teniste Djukoviç gibi şampiyon da çıkabiliyor. Yani sporda doğru işler yapıyorlar
2024 Paris’e 1 yıl 10 ay kaldı. Kadın voleybolda alınan sonucu turnusol kağıdı gibi kabul edip, olimpiyat oyunlarında sıkı bir şekilde hazırlanmalıyız. Çünkü olimpiyat oyunları kolayca madalya alınan bir yer değildir.
Hatırlarsanız dünyada sırıkla atlamada 5 metreyi ilk geçen kadın sporcu olarak Isınbayeva vardı. Dünyadaki kadın dernekleri, dünyanın zirvesindeki kadın diye onu söyleşi yapmak üzere konferanslara davet ediyorlardı. Antrenörü Isınbayeva’yı uyardı. Ya şov ya spor dedi. Kendini antrenmana vermezsen ilerleyemezsin dedi ve Isınbayeva’dan ayrıldı. Maalesef ısınbayeva başarısız olup sporu bıraktı.
Bu bize ders olmalı Olimpiyat Oyunları’nda madalya beklediğimiz sporcular, davetlere katılmayı bırakıp antrenmanlarına odaklanmalıdırlar.
Sporda King Maker, yani kral ve kraliçe yapmak diye bir deyim vardır. Şampiyon sporcu üretmek anlamında kullanılır.
Araba fabrikası olmadan araba üretilmez.
Siz bunu bildiğinizden okçulukta sağlanan temel altınız. Tesis, antrenör, malzeme ve kamp yeri sorununu çözdünüz. Okçuluk günümüzdeki başarısına ulaştı.
Münih’te yapılan Avrupa Atletizm Şampiyonası’nı izlemişsinizdir. Biz hariç her yerde atletizm seyircisi artıyor.
Yarışlarda seyirci nerede alkışlayıp, nerede susacağını biliyor. Adeta tiyatro salonunda olduğu gibi kapılar kilitlenmiş, herkes “Huşu” içinde seyrediyor.
Almanya bu tip seyirciye nasıl sahip oldu, bunun geçmişine bakarsak okullardaki ciddi beden eğitimi derslerini görürüz.
Bu seyirciler mahalle yarışlarını, okul yarışlarını, kulüp yarışlarını izleyecek düzeydedirler. Haliyle Avrupa Şampiyonası olduğunda da tribünleri dolduruyorlar.
Siz de defalarca tanık olmuşsunuzdur. Uluslararası spor toplantılarında, toplantıya katılanlar birbirlerini izlerler. Katılan delegenin ülkesinde ne iş yaptığını, toplantıda söz alıp almadığını köşeye sinip, oturup oturmadığını izlerler.
Mevlana’nın bir sözü “İyi ağaçtan talihli dal çıkar” der.
Bildiğiniz gibi Şenes Erzik Adidas’ın Türkiye temsilcisiydi. Dönemin Başbakanı Turgut Özal, Şenes Erzik’teki potansiyeli görüp onu Futbol Federasyonu Başkanı yapmıştı. Şenes Erzik daha sonra dünya futbolunun marka yöneticisi olarak Türkiye’nin futbolda talihli uzayan dalı olmuştu.
John Ray “Ağaç meyvesinden bilinir dalından değil” diyor.
Sporcumuzun meyvesi de iyi eğitim almış 200 antrenördür. Ama yıllardır yetenekli antrenörleri kaliteli eğitim almaları için yurt dışına yollayamadık.
Cervantes “İyi ağaca sarılan gölgesiz kalmaz” diyor.
YÖK’e bağlı üniversitelerin vakıf üniversiteleri hariç tümü spor bursu vermediğinden gençler spor sahalarının değil, dershanelerin yolunu tutuyorlar. İyi eğitim sarılmamız gereken ağaçtır.
Bir Çin atasözünde “Bir kuşağın diktiği ağacın gölgesinde gelecek kuşaklar serinler” deniliyor.
Fransa’da Platini, Almanya’da Beckenbouer el üstünde tutuluyor. Amaç geçmişi günümüzle buluşturan aşıyı yapmak geleceğe güvenle bakmaktır.
Yukarıda hangi ağaçları dikmekte geç kaldığımızdan söz ettim.
ARTUN TALAY