En çok merak edilen konu, her iki takımda yaşanan değişikliklerdi.
Milli arada, hem Kayserispor’da, hem de Gaziantep’te o kadar büyük değişiklikler yaşanmıştı ki, skor unutulmuş, “Bu maç ne olacak?”, “Teknik Direktör değişiklikleri, takımlara nasıl etki edecek” düşüncesi, spor çevrelerinde hafta boyunca tartışılmıştı.
Gaziantep’in Galatasaray’a 3-0 yenilmesinin ardından teknik direktör değişikliğine gidilmiş, yerine, bizimde hiç yabancı olmadığımız isim Marius Sumudica getirilmişti.
Kayserispor’da da Çağdaş Atan, milli arayı fırsat bilip, “Bunlar transfer yasağını kaldıramazlar. En iyisi ben Bahçeşehir’e kapağı atıp, kariyerimi orada sürdüreyim” diye apar topar Kayseri’den çekip gitmişti.
Kayşserispor elini çabuk tutup, vakit geçirmeden “Çağdaş Atan Krizi”ni, pek ünlü olmayan ama gençliği, eğitimi ve tecrübesi, kariyer planları ile gelecekte Türk Futboluna imza atmaya hazırlanan, genç bir teknik adam Recep Uçar ile aşmayı bilmişti.
Bu müsabaka, iki takım için olduğu kadar teknik adamlar yönüyle de önem taşıyordu.
Kayserispor’lu taraftarlar, teknik direktör değişikliği sonrası yaşanabilecek gelişmelerden endişeli görünüyordu.
Recep Uçar, Kayserispor’u klasik kadrosu ile sahaya sürdü. Değişiklik yapmadı. Çalışan bir çark vardı, bu çarkı durdurmak olmazdı. Yeni transferlere kadroda yer vermedi. Öyle ki, ikinci yarı ortalarında yaptığı değişikliklerde de, yine genç oyunculara şans verdi, onları sahaya sürdü. İkinci golde, Bilal’in uzattığı topu kafa ile Thiam’ın önüne süren Talha, maçın en güzel pozisyonlarından birisine imza attı.
Kayserispor’da oyun anlayışı yönüyle önemli bir değişlik gözlenmedi.
Yine, etkili başlıyor, sıkı baskı uyguluyor ve sonuca gitmek için var gücünü kullanıyor.
Nitekim, daha 5. Dakika da bu baskı sonuç verdi. Gaziantepli Marko Jetkoviç, Kayserispor forvetini durdurmak için arkadan iki kişiyi birden yere serince, Ümit Öztürk, penaltı noktasını gösterdi.
Tabii ki, topun başında Thiam vardı ve çok güzel bir vuruşla takımını öne geçiren sayıyı yaptı.
Kayserispor, ilk yarıda genel olarak oyun üstünlüğünü elinde tuttu. Gaziantep, daha çok savunmada kalmayı ve zaman zaman yapacağı hızlı çıkışlarla gol bulmayı tercih etti. Golden sonra Kayserispor’da durgunluk başladı. Topa daha çok sahip olup elinde tutarak, oyunu kontrol altında tutmayı tercih etti.
13.dakikada, Gökhan’ın pasında Ramazan’ın kafası gol olsa, maç orada bitecekti. Bu pozisyondan sonra, Gaziantep, beklenmedik ani ataklar geliştirdi. 28’de, Attamah’ın ters vuruşu yürekleri ağıza getirdi.
Gaziantep, ilk yarının son dakikalarında Maxim, Doragus, Ndoubena ve Mustafa Eskihellaç ile önemli pozisyonlar buldu. Bu defa da, karşılarında Bilal vardı, aşamadılar.
Müsabakanın ikinci yarısı çok farklı gelişti.
İlk yarıda oyunu kontrol eden Kayserispor gitmiş, Gaziantep’in baskısına boyun eğen bir takım gelmişti. Gaziantep, ikinci yarının ilk 20 dakikasında öyle baskı kurdu ki, Kayserispor defansı çok ama çok zor anlar yaşadı. Defansın zorlukla ceza sahası dışına attığı toplar, gerisin geri Bilal’in üzerine “Kurşun” gibi gelmeye başladı. Bilal, kurtarışları ile, “Maçın Adamı” ünvanını hak etti.
Üst üste gelişten ataklar Gaziantep’i cesaretlendirince, Kayserispor, oyuna yeniden müdahale etti ve kontrolü eline aldı. Buna rağmen, Gaziantep’in pozisyonları vardı. Kayseri, oyunu eline geçirip Gaziantep’in üstüne gittiği dakikalarda, “Gol Kaçırma Yarışı”na girdi. Thiam, üst üste 3 müsait pozisyondan yararlanamadı. Ta ki, 90. Dakikada, “Yeter artık” deyip, Talha’nın kafa ile defansın arkasına sarkıttığı topla buluşuncaya kadar.
Bilal, ceza sahası içinde Gaziantep defansının üzerine uzun bir top gönderdi. Oyuna bir kaç dakika önce giren Talha, defansın arasına saklanmış, gelen topu izliyordu. Bu arada, Thiam, sol kenardan defansın arkasına doğru sarkma hazırlığı yapmıştı. Talha, topu kafa ile öylesine kaydırdı ki, tam Thiam’ın aradığı bir toptu. Toplu buluştu, sürdü, ceza sahası içine girer girmez kullandı, Kaleci Florin artık çaresizdi, top çoktan filelere takılmış, Kayserispor’lu futbolcular gol sevincini yaşamaya başlamışlardı bile.
Kayserispor, ligin 5’inci haftasını da namağlup geçti. Alkışlar, Sarı- kırmızılılara..
RECEP UÇAR’A ŞANS VERMELİYİZ…
Kayserispor, Çağdaş Atan’a ne kadar sahip çıkmışsa, Recep Uçar’a da en az O’nun kadar sahip çıkmalıdır.
Türkiye’de, daha düne kadar belli başlı 3-5 teknik adamın ismi üzerinde durulur, başkaca teknik isim yokmuş gibi, gençlere asla fırsat tanınmazdı. Şans vermeye kalksanız, bazı çevreler hemen harekete geçer, “Bu adamdan teknik adam olmaz. Takımı küme düşer” gibi dedikodularla genç isimleri yıpratır, Türk futbolunun birkaç ismin elinde kalması, kısacası, 3-5 isimden oluşan bir, TEKEL” oluşmasını sağlar, bu çevreden nemalanmaya çalışırlardı.
Günümüzde, bu çember kırılmak üzere. Genç genç, yeni yeni isimler Türk futboluna imza atmaya başladı. İlhan Palut, Çağdaş Atan, Ömer Erdoğan gibi isimler süper lig takımlarında başarıdan başarıya koşmaya başladılar. Bunlardan birisi de, Kayserispor Teknir Direktörü Recep Uçar’dır.
Gözümüzde büyüttüğümüz, adeta ilahlaştırdığımız isimlerin “Hiç bir şey” olmadıklarını bu genç isimlerin sahneye çıkması ile öğrendik.
Kayserispor’lu taraftarlar, Recep Uçar’a şans tanımalı ve sonuna kadar desteklemelidir. Kazanabilir, kaybedebilirsiniz. Önemli olman, takımınızı sevilen, futbolu ile seyircisine zevk veren, “Futbolun güzellikleri bu” dedirten bir oyun anlayışı bir sistemi bu takıma yerleştirmektir.
Başarı, mutlaka gelecektir.
Kayserispor, üniversite mezunu, genç, eğitimli, birkaç yabancı dil bilen, gelecekle ilgili projeleri olan yeni bir teknik direktör kazandı.
Şans verirsek, mutlu olur, tribünlerde birlikte coşarız.
Takımımıza, yönetime, teknik adamlarımıza, futbolcularımıza sahip çıkalım.
Stadı terk ederken, boynumuz eğik olmasın…
ÜSTÜN TUNCER